3 Mart 2019 Pazar

Küçük Çaplı Bir Hukuk Mücadelesi




1)  Doktora ikinci yeterlilik sınavım sonrası 3 dersi tekrar almam koşulu ile yeterlilikten geçtim. İlk aldığımda öğretim elemanından 100-AA ile geçtiğim İleri Makro İktisadi Analiz I dersi, tam puanla geçtiğim halde tez yeterlilik jürisi tarafından bana tekrar aldırıldı.






2)  1 yıl önce AA ile  geçtiğim bu dersi tekrar alıp, ilk seferde tam notla geçmeme rağmen ikinci sefer de aynı öğretim elemanı Serdar Öztürk tarafından finalinden bırakılıp ilgili dersin bütünleme sınavından da bırakılınca şikayetçi oldum.



Öğretim elemanından şöyle saçma yanıtlar aldım;


İlgili dersin hocası Serdar Öztürk dile getirdiğim iddiaları geçiştirdi ve bana soruşturma açılması talebinde bulundu. İşi gücü bıraktım, delillerimle savunmamı yaptım.


.


 Ayrıca yüksek Lisans dersi olduğu halde yeterlilik sonrası verilen Mikro İktisadi analiz I dersinden bırakıldım. Sınavda kopya çekildiği konusunda  şikayetçi oldum, ilgilenilmedi. Fakat bana soruşturma açıldı işi gücü bıraktım, delillerimle savunmamı yaptım.





,

Serap Çoban tarafından verilen mikro ikitisat dersinde kopya çekildiğini, bazı öğrencilerin telefonlarıyla kopya çektiğini, hatta öğrencilerin whatsapp grubunda bütünlemede aynı sorular sorulan final sınavının fotoğrafının sınav esnasında yanımda çekildiğini fotoğrafı ile paylaşmama rağmen konu incelenmedi. 



Buna karşın Serap Çoban bana soruşturma açılması talebinde bulundu:




Öğretim elemanı Serdar Öztürk, aynı sınava girdiğimiz, derslere uğramamış iki kişiyi 100 ile geçiriken beni finalden bıraktı, bütünleme sınavının sonucunu ise, tek ders sınavı son başvuru tarihinden hemen sonra, haftasonu yayınladı.Notumu öğrendiğimde tek ders sınavı başvurusunu kaçırmış oldum. Hocaya durumu anlatıp bari maddi hata dilekçesi vereyim dedim.Bütünleme sınavına giren diğer iki öğrencin derslere hiç uğramadığı halde 100 tam puanla geçtiğini, benim ise 95 alarak, vize notun da dipten verildiği için bırakıldığımı söyledim. Hoca maddi hata dilekçesi verirsem düzelteceğini söyledi. Maddi hata dilekçesi başvurumu da en az iki hafta sürüncemede bıraktı. İlgili yazışmayı kaydettim.


Ben gene sabırla maddi hata dilekçesi sonucunu bekledim. Sonuç geldi ve öğretim elemanı notumda hiçbir değişiklik yapmadı. Artık dava yoluna gitmekten başka çarem kalmadı.




4)     Öğretim elemanı tarafından haksız olarak bütünleme sınavından bırakıldığım derse maddi hata itirazımdan sonuç alamamam üzerine yaptığım başvuru:




Bu şikayetle de ilgilenilmedi. Baktım olmuyor, hem eğitim hakkımı, hem araştırma görevlisi  meleğimi korumak için sınav kağıdımın tekrar okunması için dava açtım. 3, 3.5 ay sonra Sınav kağıdımla ilgili bilirkişi raporu beni haklı buldu.












5) Bilirkişi raporunun ardından  1 ay sonra yürütmeyi durdurma kararı çıktı.Yürütmeyi durdurma kararını 5 ay boyunca uygulanmadı, notumu değiştirilmedi. CİMER'e tekrar durumu ilettim.




6) 1 ay da CIMER dilekçesinden sonra bekledim.






7) İİtiraz davasını açtıktan 11 ay sonra, yürütmeyi durdurma kararından 5,5 ay sonra notumu değiştirdiler. Transkriptin son hali aşağıda.



8) Öğretim elemanının bu keyfi uygulamasının, ihmalinin/kastının araştırılması isteğimi, açılan soruşturma sonucu bana verilen uyarı cezasının kaldırılması talebimi CİMER aracılığı ile YÖK'e ilettim.






Bu 3 puanlık not değişikliği süreci, aldığım dersi tekrar almam bana 1,5 yıla mal oldu. Doktora tezine başlamamı 2 yıl geciktirdi. Bunun ilgili dersin hocasına hiçbir maliyeti olmadı. Bununla birlikte eğitim hakkımın gaspedilmeye çalışılmasını uzun bir süreçle de olsa engelledim. Bununla birlikte üniversitenin rektörü tarafından bana yöneltilen "Ya sen gidersin, ya ben giderim. Kendine Yer ara. Beni mi vuracaksın." şeklindeki ifadeleri nedeniyle kendimi Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi'nde artık güvende hissetmem mümkün olmadığı için üniversiteme dönemiyorum.  

9) Üniversitenin hukuk müşavirliği, doktora dersi notuma itiraz davam sonucu değiştirilen notum ile ilgili karara itiraz ederek karşı dava açmış. 





10)  Doktora dersi notumun düzeltilmesi sürecinde yaşadıklarımla ilgili YÖK'ün soruşturma açması için CIMER aracılığı ile talepte bulundum;  





Soruşturma talebi ile CİMER'e gönderdiğim dilekçem;



11) YÖK hukuk müşavirliği, CIMER dilekçemdeki iddialarıma ilişkin üniversitemden bilgi istiyor;





12) 1 aydan fazla bir süre önceYÖK hukuk müşavirliği, CIMER dilekçemdeki iddialarıma ilişkin üniversitemden bilgi istemiş ve üniversitemin beni bilgilendirmesini talep etmişti. İlgili dilekçemde dile getirdiğim hususlarla ilgili üniversitem hiçbir tasarrufta bulunmadığını YÖK'e CİMER aracılığıyla ilettim.







13) Üniversite, rektörün yönelttiği tehditleri ve beni haksız yere bıraktığı açtığım dava sonucunda resmileşen öğretim elemanı ile ilgili iddialarımı görmezden gelen bir yanıtı bana ve YÖK'e gönderdi.



14) Bu yanıttan, üniversitenin rektörünün bana yönelttiği sözlü tehditlerinin ve ilgili öğretim üyesinin mahkeme kararı ile resmileşen keyfi bir şekilde not vermede ısrarcı oluşu sonucu meydana gelen kadro, zaman ve maddi kaybımın ilgili kurum ve kişilerin yanlarına  kar kalacağı sonucu ortaya çıkabilir. Evet pek çok benzer konuda da Türkiye'de bu böyle olmakta.

Üniversitemin iddialarım ve mağduriyetimle ilgili herhangi bir işlem yapmadığını, YÖK hükük müşavirliğinin konuyu araştırmasını talep ettim. 





15)  Doktora dersi notu itirazım nedeniyle çalıştığım üniversitenin rektörünün bana yönelttiği tehditlere ilişkin üniversitem herhangi bir inceleme yapmadı. Kurum uğradığım tehditleri maalesef görmezden gelmeye devam ediyor. YÖK hukuk müşavirliğinin konuyu araştırmasını CIMER aracılığıyla tekrardan talep ettim.






16) Ülkedeki çok daha hayati haksızlık,hukuksuzluk, yalan, talan, yolsuzlukla karşılaştırınca benim macera çok hafif kalıyor, o yüzden çok dillendirmekten de hicap duyuyorum, ama gene de akademik camianın bilgisinin olması açısından kayda geçirmek gerek. Adamlara dedim ki, atadığınız rektör beni "kendine yer ara, ya sen gidersin ya ben giderim" diye tehdit etti; haksız yere bırakıldığım dersten dava açarak 1 senemi daha gömerek geçmek zorunda kaldım, o süreç yüzünden kadroya geçemedim. Öğretim elemanı ve rektörün yıldırma faaliyetleri yüzünden iş, eğitimi, ülkeyi bırakıp gittim, tekrar etmeyeceğine ilişkin herhangi bir güvencem de yok. Bu olayları araştırın. Görmezden gelmiş, şu cevabı yollamışlar;





17) Not itirazı davamın sonucuna ilişkin üniversitenin itirazı reddedildi. Haksız yere bırakıldığım dersten kesin bir şekilde geçmiş oldum.





18)  Süreci YÖK'e tekrar belgelerimle ve dava sonuçlarımla birlikte ileterek kaybettiğim sürenin doktora süreme eklenmesini, ayrıca ÖYP araştırma görevlilerine tanınan ve dava sürecim nedeniyle kullanamadığım 50d'den 33a kadroya geçiş hakkını bana tekrar tanımasını istedim. 

19)İlgili öğretim elemanı ile ilgili görevi kötüye kullandığına dair suç duyurusunda bulunacağım ve maddi-manevi tazminat davası açacağım.


20) Kamu Denetçiliği Kurumuna konuyu incelemesi için başvuruda bulundum.



Serdar Öztürk ve Serap Çoban'ı Cimer aracılığı ile şikayet ettiğim için bana açtıkları soruşturmalar sonucu  dekanlık tarafından verilen uyarı cezası şöyle; 






21) Dava nedeniyle kaybettiğim süreyi talebim, ilgili öğretim üyesinin soruşturma talebi sonucu verilen uyarı cezasının kaldırılması ve atılma durumunda tazminat ödeme riskim nedeniyle kullanamadığım 33a kadrosuna geçiş hakkımın tekrar verilmesi ile ilgili talebime YÖK'ten yanıt geldi.

Bahsettiğim durumların ilgili hocanın görevi suistimali ve rektörün sözlü tehdidi sonucu ortaya çıktığını hesaba katmayan bir yanıt, benim hiçbir işime yaramıyor malesef.





22) Ücretsiz iznim bitti, fakat rektör Mazhar Bağlı'nıni not itirazımı Cimer'e taşıdığımda beni "Kendine yer ara, ya sen gidersin ya ben giderim, sen git seni koruyan dekanın gelsin" şeklindeki tehditleri nedeniyle, herhangi bir güvencem olmadığı için görevime dönemiyorum. Fakülteme yazdım;




24) Üniversiteme iadeli-tahahhütlü olarak gönderdiğim dilekçeme 20 günü aşkın süredir yanıt gelmedi, CİMER aracılığıyla YÖK'ten üniversitemin dilekçeme yanıt vermesini talep ettim.












25) Fakültedeki görevime dönememe nedenimin Rektör Mazhar Bağlı'nın tehditleri olduğunu belirttiğim dilekçeme yanıt dahi verilmedi ve müstafi sayıldım. 






26) Şimdi ise dersi geçmek için açtığım davamın olumlu sonuçlanmasını beklerken kaçırdığım 2 dönem Tez izleme yapmama gerekçesi ile doktora öğrenciliğinden ilişiğim kesiliyor.


27) Nevşehir HBVÜ rektörü Mazhar Bağlı'nın 'Kendine yer ara, ya sen gidersin ya ben giderim" şeklindeki sözlü tehditleri ve ögretim üyeleri Serdar Öztürk ve Serap Çoban'ın açtığı düzmece sorusturmalar sonucu aldığım uyarı cezası ile ilgili YÖK yükseköğretim denetleme kurulu inceleme başlatmış.







28)Nevşehir HBVÜ rektörü Mazhar Bağlı'nın 'Kendine yer ara, ya sen gidersin ya ben giderim" şeklindeki sözlü tehditleri nedeniyle dönemediğim doktora eğitimim ve araştırma görevliliği mesleği ile ilgili dava açmak zorunda kaldım.





29) Nevşehir HBVÜ SBE Anabilim dalı başkanı Serap Çoban'ın tez izleme jürisi değişikliği dilekçemizi işleme almaması, dolayısıyla enstitünün tez sürecimi kilitlemesini CİMER aracılığı ile kayda geçirdim.







30) Enstitü anabilim dalı, yazığı yanıtta Tez izleme süremi geçirdiğimi söylemekte, fakat süreyi geçirmeme neden olan, notumu mahkeme kararından 5 ay sonra değiştirdiği ve rektör Mazhar Bağlı'nın "Kendine yer ara, ya sen gidersin ya ben giderim şeklindeki hezeyanları nedeniyle üniversiteye dönemediğim gerçeğini görmezden gelmektedir.






31) Bahsettiğim hususları tekrar kayde geçirdim ve artık hukuk yoluna başvurmak zorunda kaldığımı belirttim.






32) "Ya sen gidersin ya ben giderim, kendine yer ara" tehditlerinde bulunan Mazhar Bağlı'nın rektörlük görevi aldığı disiplin cezaları nedeniyle sona erdi.  YÖK, bu rektörü görevden aldı. Yök soruşturması ve açtığım dava sürüyor.




33) 2019-2020 Güz döneminde ilişiğiniz kesilecek denilerek yapılmayan ders kaydımın bahar döneminde yapılması ve tez izleme jurisi değişikliği talebimi içeren dilekçemizin işleme konulmasını tekrar talep ettim.





34) İktisat anabilim dalı başkanı Serap Çoban tez izleme için yasal süreyi geçirdiğim ve ilişiğimin kesilmesi gerektiği ifade edildi. 7 aydır ilişiğimi keseceklerini söyleyip, ders kaydımı yapmıyor ve tez izleme sürecimi engelliyorlar. İlişiğimi kesmeyerek başka bir Türkiye üniversitesinde doktora öğrencisi kaydı yaparak derslerimi saydırıp doktorama devam etmem de engellenmiş oluyor. 1 yıllık tez izleme başlatma yasal süresini geçirme nedeni olan, enstitünün not değişikliğimi kayda geçirmesini 5 ay geçiktirmesi ve üniversitenin not davamın sonucuna itiraz ederek temyize gitmesi sonucu geçen süreyi, defaeten vurguladığım halde görmezden geliyorlar. Anabilim dalı başkanından gelen resmi yanıt;



                             



35) 1 yıllık tez izleme başlatma yasal süresini geçirme nedeni olan, enstitünün not değişikliğimi kayda geçirmesini 5 ay geçiktirmesi ve üniversitenin not davamın sonucuna itiraz ederek temyize gitmesi sonucu geçen süre olduğunu tekrar CiMER aracılığı ile YÖK'e ifade ettim.

7 aydır ilişiğiniz kesilecek diye beni oyalayıp, başka bir üniversitede öğrencilik hakkımın engellendiğini belirttim.




36) Nevşehir HBV Üniversitesi SBE, iktisat anabilim dalı doktora öğrenciliğinden ilişiğimi kesmiş. Yönetmelikte belirtilen maddenin, mazeretimi görmezden gelerek yanlış uyguladıklarını CİMER aracılığı ile YÖK'e ve rektörlüğe ilettim.

37) Açtığımız göreve geri dönüş davasında duruşma talebinde bulunduk. Talebimiz kabul edildi. Duruşmada süreçle ilgili tüm bilgi ve belgeleri mahkemeye sunduk.

38) Geri dönüş davasını kaybettik. İtirazda bulunduk.

39) İtirazımız reddedildi.

40) Artık Danıştay'a, Anayasa mahkemesine falan gidip süreci devam ettirmeyeceğim. Geç gelen adalet bir işe yaramaz. Ulkede ve meslekte kalmak için elimden geleni yaptım, bireysel mücadelemi sonuna kadar verdiğim için vicdanım rahat.Ülke artık nefes alınamaz hale geldi ve zaman geçtikçe iyi ki gitmişim diyorum. 


41)  Yeni cikan ogrenci affi yasasi ile doktoramdaki tez donemime geri donuyorum. 

 





12 yorum:

nuriyazici.blogspot.com dedi ki...

Sevgili Miraç,
Hakkını aramak ve bu husustaki kararlı davranışını kutluyorum. Bu sözümü kimse yadırgamasın; mevcut durumda, hele de çalışanlar tepkilerini çok tartarak gösterebilmekte veya yutkunmaktadır. Meselenin ayrıntıları bir akademisyen için ayrıca utanç vesilesidir. Hangi seviyede olursa olsun bir öğretmen, hangi seviyede olursa olsun öğrencisinin hukukunu nasıl çiğneyebilir? Ayrıca bu tür yönetici, âmir, müdür vb. konumunda olanlar, insanlara kaybettirdikleri zamanın ve verdikleri üzüntünün maddî olarak ta bedelini ödemeliler diye düşünüyorum.Bu nihaî karar durumunda üniversite yöneticilerinin de yapması gerekenler olmalıdır. Senin mücadelen aynı duruma düşen genç arkadaşlar için cesaret verici olur umarım..İngiltere'deki çalışmalarında başarılar dilerim.
Hoşça kal.

Nuri Yazıcı

Unknown dedi ki...

Emeği, zamanı, verilen çabayı, stresini, insani değerleri, hukuku hiçe sayan bu şahsiyete ve aynı düşüncede olanlara verilmiş bu cevap nice ferde örnek olacaktır.

patesi dedi ki...

Merhaba guzel kardesim Mirac,
Gercekten okuduklarimdan sonra guzel ulkemde egitim kimlerin ellerinde bir kez daha uzuldum. Her gecen donemde egitimin, hukukun duzelecegine olan umudumuz azaliyor bu yasadiklarini da ogrenince.. Allah yardimcin olsun ve sabir versin, unutma her zaman bir onuncu kòy vardir.
Sevgilerimle Kenan Ibrahim AYDIN

Okul dedi ki...

Merhabalar;

Tüm belgeleri okudum davanızdan vaz geçmeyin. Umarım bu konudan sorumlu olanlarda cezalandırılır.
Azminizden dolayı tebrik ediyorum.

Unknown dedi ki...

Çok üzüldüm. Süreci çok güzel anlaşılır bir şekilde özetlemişsiniz. Sabrınız için tebrik ederim. Umarım size bu maddi manevi acıları çektirenler gerekli cezaları alırlar.

Unknown dedi ki...

Adalet her insana gün gelip lazım oluyor.. Umarım sana bu sıkıntıları yaşatanlar bir gün adalete hesap vermek durumunda kalırlar.. Başarılar sizinle olsun..

Adsız dedi ki...

Adınıza çok üzgünüm keşke duyurabilsek yardım edebilsek. Umarım hakkınız teslim edilir. Bu adalet arayışınız taktir edilesi asla vazgeçmeyin herşeyin sizin için çok iyi olmasını diliyorum. Sizi mağdur edenlerin desteklemek yerine yolunuza taş koyanların motivasyonları bu düzenin bozulmayacağına olan inançlarından geliyor. Dilerim düzen bozulur hepimizde şahit oluruz.

miracyazici dedi ki...

Mesajlarıniz icin ayrı ayrı tesekkür ederim.benzer süreçlerin yüzlercesi binlercesi Türkiye'deki tüm üniversitelerde yaşanıyor. Ben örnek olması için sembolik de olsa hukuki mücadeleyi sürdürecegim. Kaybolmaması için de süreci kayda geçireceğim.maalesef Bu ve benzer süreçlerin daha yıllarca daha da kötüleşerek süreceğini düşünüyorum.Zaman ve enerjimi boşa harcamamak için iki sene önce Ingiltere'ye yerleşerek uzmanlığımın olduğu alanlarda ozel ders vermek uzere kendi işimi yapmaya başladım. Benzer durumlarla karşılaşan/karşılaşacak olan arkadaşlara tavsiyem maruz kaldikları her işlem ve tutumu kayda gecirerek hukuk yoluyla mücadele etmeleridir. Ayrıca bu arada geçen süreyi gene uzmanlıl alanlariyla benzeşen işlerle uğraşarak geçirmelerini tavsiye ederim.

Yurdagül Çelik dedi ki...

Üzülerek okudum bu yazıyı.Sadece üniversitelerde değil çalıştığım devlet kurumunda da mobbinge maruz kaldım.Tek başıma olduğum ve herkes güçlünün yanında olduğu için çalışmaya devam edemedim işten istifa ettim.Sonra da üç yıl emeklilik yaşımın dolmasını bekledim.Daha okuduğu genelgeyi anlayamayan yöneticiler lüks araçlarında keyfe keder işe giderek görevlerine devam etmekte :(

Adsız dedi ki...

Miraç Bey, paylaştıklarınızı okudum ve gözlerim doldu. Umarım en kısa zamanda sizlere haksızlık yapan kişiler gerekli mercielr önünde hesap verirler. Lütfen yılmadan çalışmalarınıza devam edin; burada size kaybettirdikleri yıllara değil ümit vadeden geleceğinize odaklanın.

Seyhun dedi ki...

Türk Üniversitelerinde eğitim verecek bir beyin daha yurtdışına göçmüş oldu. Bir Türkiye özeti. Süreç çok üzücü. Ülkem adına utandım. İngiltere'deki çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar diliyorum. Umarım bir gün çok daha güçlü şekilde dönersiniz. (Seyhun Sertan)

Ahmet Polat dedi ki...

Bir öğretmen olarak mücadelenizi tebrik ediyorum böyle insanlar da mesleğimizin yüz karası malesef.Bir Nevşehir li olarak Nevşehirde böyle kötü anılarınız kalmasına üzüldüm. Saygılar