MUSTAFA KEMAL’E SESLENİŞ!
Senin ve kuşağının heyecanını taşıyoruz, tüm ihanetlere karşın. 19 Mayıs 1919 ruhuyla ve aynı kararlılıkta… Siz, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa etmek için yola çıkmıştınız sayısız yokluğa ve dirence rağmen. “Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz.” dediğiniz bu yolda alfabesinden üniversitesine, hukuktan sanata, dinsel yaşamdan kadın-erkek ilişkilerine kadar devrimci tüm değişimlerin mimarı oldunuz.
Devriminiz felsefi açıdan bir ‘aydınlanma hareketi’ idi. Türk Ulusu’nu kafaca orta çağdan son çağa geçirmiştiniz. Ümmet olmayı aşıp, birey, yurttaş olma erdemini kazanmamızı, ‘Türküm’ diyenler ortak paydasında buluşmamızı sağlamıştınız. Siz, Türk olmayı ‘Türkçe ile taşınmış olan tarih geleneğine bağlılık’ olarak görmekteydiniz.
Kalkınma siyasetiniz top yekûn bir kalkınma anlayışına dayanıyordu. Bilim, sanat, teknik, spor… her alanda gerçekleştirilecek bütünsel bir kalkınma tarzını benimsemiştiniz. Bu tarz, kültürel ve bilimsel gelişmelere, sürekli değişen dünyaya kayıtsız kalmış ‘yol ve barajlarla’ kalkınma tarzından esasta çok farklıydı.
Bize döneminden çok daha ilerici bir siyasal program sunmuştunuz. Cumhuriyetçiydiniz. En totaliter dönemlerde “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” deyip Anadolu’ya kulak verdiniz. Demokrasiyi, hak ve özgürlükleri bir ‘araç’, bir ‘truva atı’ olarak görmediniz. Ulusal direnişimizin en sancılı dönemlerinde kararları kongrelerde, yurdumuzun dört bir yanından gelen temsilcilerle birlikte aldınız.
Ulusçuydunuz. Aşiret veya ırk ulusçusu değil; kültür, tarih ve dil ulusçusuydunuz. Hiçbir zaman yayılmacı bir siyaset gütmediniz. Barışçı olduğunuzu “Yurtta sulh, cihanda sulh.” anlayışı ile dünyaya gösterdiniz. “ Dış siyasetimizde başka bir devletin haklarına saldırı yoktur. Ancak haklarımızı, hayatımızı, ülkemizi, namusumuzu savunuyoruz ve savunacağız” diyordunuz. Sizin mücadeleniz uygar dünyada ‘Türk Ulusu’ olarak bağımsız, onurlu, gönenç içerisinde bir Türkiye Cumhuriyeti inşa etmekti.
Devrimciydiniz. Anadolu halkının tekrardan aynı acıları yaşamaması için sayısız özverilerde bulundunuz. Öncülüğünü yaptığınız aydınlanma hareketini yurdumuzun dört bir yanına yaymaya çalıştınız. Bu yolda köklü kurumsal değişiklikler, yenilikler yaptınız. Heyecan ve ısrarla hedeflerinizin takipçisi oldunuz.
Halkçıydınız. “Köylü milletin efendisidir” sözünüz ülkenin gerçeklerine ‘yabancı’ olmadığınızın, Türk halkının hassasiyetlerine sahip çıktığınızın çarpıcı bir göstergesiydi. Türk halkını bütün sınıf ve grupları kapsayan bir bütün olarak gördünüz ve halktan yana siyaset yaptınız. Ama hiçbir zaman ‘halk dalkavukluğu’ yapmadınız; Türk halkını kandırmadınız.
Devletçiydiniz. Fakat amacınız bir devlet kapitalizmi yaratmak değildi. Devletçi yaklaşımı sosyal devlet ilkesinin bir ayağı olarak gördünüz ve özel sektöre sağlam bir zemin hazırlamanın aracı olarak uyguladınız.
Laikliğin mimarıydınız. Devletin her türlü inanca eşit mesafede olmasının gerekliliğinden, dini adına siyaset yapmanın çirkinliğinden bahsettiniz hep. “Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden yıpratan kötülükler hep din kılıfı altında küfür ve alçaklıktan gelmiştir.” “Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşü ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamağa çalışıyoruz. Kasta ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.” diyordunuz. İnançların siyasetten, devletten ayrı tutulması ve gerçek yüce yeri olan, kişilerin vicdanlarına bırakılması gerektiğini ‘samimiyetle’ savundunuz.
“Bütün ümidim gençliktedir.” demiştiniz 1919’da. Ümitvar olunuz. Türk gençliği olarak biz bayrağı sizden aldık ve daha yüceltmek için çalışıyoruz. İstiklal zaferimizi ve aydınlanma devrimimizi iktisadi başarılarla taçlandıracak, yorulmadan çalışarak değerli özverilerinize layık olacak,ulusumuzu hep birlikte çağdaş dünyanın eşit ve onurlu ve gönençli uluslarından birisi haline getireceğiz.
Hala sizin ve kuşağınızın heyecanını taşıyoruz... ve inanın sizin kadar inançlıyız!
Miraç YAZICI
Çankaya Belediyesi "Ulusal Uyanış" Konulu Makale Yarışması Ödül Töreninden Bir Kare